KARACAKILAVUZ TARİHİ
Karacakılavuz, 1884-85 yıllarında Bulgaristan'ın Sevlievo (Selvi) kasabasına bağlı Krushevo (Kruşva) ve Sennik (Çadırlı) köylerinden göçetmiş muhacirler tarafından kurulmuştur. Halkımızın 15. yy da Konya-Karaman yöresinden Balkanların Türkleştirilmesi politikası sonucu zorunlu iskanla Bulgaristan'a göç ettirildiği ahali arasında söylenegelmektedir
Daha eski tarihlerde Karacakılavuz'un Fatih ve Sultan Bayezid zamanının vezirlerinden Koca Mustafa Paşa'ya ait tımarlardan olduğu çeşitli kaynaklarda varittir. Ayrıca günümüzde beldemiz içinde yer alan mezarlıkta bulunan mezar taşlarında en eski tarih miladi 1730 yıllarıdır. Bu mezar taşlarına göre bu mıntıkanın "İbrahimzade" adıyla anılan bir aileye ait olduğu anlaşılmaktadır. Karacakılavuz, kurulduğu yıllarda Hayrabolu kazası, Büyükkarakarlı nahiyesine bağlı iken bilahare Banarlı bucağına bağlanmıştır.
Karacakılavuz ismiyle ile ilgili anlatılan efsaneye göre, bir grup avcı peşine düştükleri bir karacanın ardından bugün beldenin kurulu olduğu yere gelmişler ve buranın güzelliğine hayran kalarak, buradan "karacanın kılavuzluk ettiği, getirdiği yer" manasında "Karacakılavuz" olarak bahsetmeye başlamışlar. İsim eski yazışmalarda karacakulavuz, karacakuloğuz gibi hallerde kullanılmış ancak 1930´lardan sonra bugünkü halini almıştır.
Karacakılavuz el dokumalarında hem kirkitli dokuma çeşitlerinden biri olan "CİCİM" tekniğini, hem de mekikli dokuma çeşitlerinden biri olan "DİMİ" tekniğini bir arada görmekteyiz. Dimi dokuma tekniği, yapılan dokumaların zemin dokusunda, cicim dokuma tekniği ise zemin doku üzerinde, motif ve desenlerin oluşturulmasında kullanılmaktadır. Ayrıca bezayağı (düz bez dokuma) tekniği ile yörede "CECALA" denilen çizgili dokumalar ve "ÇERGİ" denilen yün yer yaygıları da yapılmaktadır.
Beğen |
4 kişi beğendi